
Bu duruma çoğu insanın ve maalesef bazı tıp hekimlerinin yaklaşımı şöyle olacaktır; “Hemen kurtul o köpekten, kesin kist olmuştur!”
Bu, ne yazık ki evini bir hayvanla paylaşmanın iyi bir fikir olmadığını düşünen insanların taşıdığı bir ön yargıdır. Ama bu demek değil ki; kedi ve köpeklerden bizlere parazit geçmez, tabii ki geçebilir. Ancak düzenli veteriner kontrolleri, güvenli besleme ve tabii ki rutin parazit ilaçlamalarını yapmak şartıyla parazitler önlenir.
Bu yazıyı yazmam istendiğinde en sık sorulan sorulardan başlamamın iyi olacağını düşündüm. Ve yazık ki fakülteyle beraber hekimlikte 20 yılı geride bırakmışken hala bu soru listenin en başında.
Köpeğinizin tüyünü yuttuğunuzda ne yapmalısınız?
Veteriner hekiminizle bir program yapmanız en önemlisi. Tabii ki internet yazıları, sosyal medya vs. artık her konuda bilgi sahibi olabilmek için sınırsız imkânlar sağlıyor. Ama unutulmaması gereken bir şey varsa, o da; her bireyin parazit koruma kontrolünün bireysel olması gerektiğidir. Birlikte yaşadığınız sevimli dostunuzun kaç yaşında olduğu, nasıl beslendiği, dışarı hangi sıklıkla çıktığı, içinde bulunduğu sosyal ortam gibi birçok bileşen bu programı oluşturmakta belirleyici olmaktadır.
Yapılan araştırmalar hayvan tüyünden ziyade iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerden parazit alımının çok daha fazla olduğunu göstermiştir.
Yani gerekli önlemleri aldıktan sonra tatlı kuçunuzu öpüp koklayabilirsiniz.
Yazımı, bu sorular muayene sırasında sorulduğunda vermeyi en sevdiğim cevapla bitirmek istiyorum: “Eğer bu doğru olsaydı, veteriner hekimlerin yuttuğu tüylerle bir kist topu olarak yaşamaları gerekirdi.”
Sağlıklı günler dilerim.
SAĞLIKLI KALMAK İÇİN ARAMIZA KATILIN