
Türkiye’nin sayılı Ironman’lerinden olan Sedef Özçelik ve Göksu Tugay, sorularımı cevaplayarak, bana Ironman sevdasını anlattılar.Ülkemizde Ironman sayısı oldukça az
özellikle kadın Ironman’lerimizi düşündüğümüzde
“tehlike altındaki
soyu tükenmekte olan türler” niteliğinde
Mart ayının kazma kürek yaktırdığı günlerde +30 Endorfinciler sezonun kapılarını çoktan açmış, performanslarının gelişim gösterdiği önemli bir döneme girmiştir. Koşu dünyası yarış sezonuna çoktan başlamıştır bile. Yaptığım sporlar arasında yer alan triatlon ve ironman dünyasında ise çift antrenman sayıları artmış, hedef yarışlar ve hedef yarışlara yönelik antrenman niteliğindeki ön yarışlar çoktan belirlenmiştir.

Çevremde sık sık antrenmanlar, hedef yarışlar, kullanılan malzemeler, gidilecek kamplar vb konularının yoğunlukla konuşulduğu bu dönemde ben de yazımın konusunu Ironman dünyasını özellikle Türkiye’de iki elin parmaklarını geçmeyecek Ironman yapan kadınlara değinmek olarak belirledim. Nedir bu özellikle son dönemde patlayan Ironman sevdası, nasıl gelişiyor, neler gerektiriyor? Kendi ‘mini-me’ tecrübelerimden de yola çıkarak birçok insanın aklının basmadığı bu Ironman sevdasını biraz olsun aktarmaya çalıştım, hem de Türkiye’nin sayılı Ironman’lerinden olan Sedef Özçelik ve Göksu Tugay ile yaptığım röportajlar ile…
Tam Ironman mesafeleri 3.86km yüzme, 180km bisiklet, 42.2km koşu; Yarı Ironman 1900m yüzme, 90km bisiklet, 21km de koşu mesafelerinden oluşmaktadır. Senede dünya çapında 30-33 Ironman yarışı düzenleniyor ve 80.000’in üzerinde atlet katılım gösteriyor, çoğunluk erkek ve ortalama yaş aralığı 44-49. Ülkemizde ise Ironman sayısı oldukça az (ilgileniyorsanız Facebook IronTurks sayfasından net sayıları görebilirsiniz) özellikle kadın Ironman’lerimizi düşündüğümüzde “tehlike altındaki soyu tükenmekte olan türler” niteliğinde.Ülkemizde de ilk kez
bu sene ekim ayında
Antalya’da Gloria Ironman
70.3’ün (yarı Ironman) yapılacağı
dünyanın en zorlu endurans sporu
organizasyonları arasında görülen
Ironman triatlon yarışları
tam ve yarı olarak
2 kategoride gerçekleşiyor

Yapılan araştırmalara göre Ironman yarışına hazırlık için haftada ortalama 10-11km yüzme, 300-350km bisiklet, 65-75km de koşu antrenmanı yapmak gerekiyor. Bu bir başka deyişle sosyal yaşantınızı ‘toprağa gömmek’ anlamına geliyor. Sadece sosyal hayatınızı değil, aile ve belki de iş hayatınızı da ikinci plana atmayı gerektirebiliyor. Ironman yarışının hayali ile uykuya dalıp Ironman antrenmanı ile uyanıyorsunuz. Çevrenizde sadece sizi anlayabilen insanlar ile görüşüyor ve ‘Ironman’ kelimesinin geçmediği hiçbir sohbete fazla vakit harcamak istemiyorsunuz.
Peki bu kadar fedakarlık, yeri geldiğinde çektiğin acılar, verdiğin zaman ve emek sadece yarış bitiminde megafondan duyduğun ‘You are an Ironman’ sesini duymak için mi?
Yoksa Ironman olmak farklı bir statü sembolü mü? Sosyalleşmenin farklı bir boyutu mu?
Yoksa yaşanan acıların üstesinden gelme ve
hayata umutla bakmanın bir diğer yolu mu?
Gelin bu soruların cevabını Türkiye’nin ilk 10 kadın Ironman’lerimizden, gurur kaynağımız Sedef ve Göksu’dan alalım.
*Senin için Ironman tanımı..?
Göksu: Ironman benim icin zoru başarmak ve disiplin anlamına geliyor. Uykudan ve tüm sosyal yaşamdan fedakarlık etmek anlamına geliyor
Sedef: Yarışmak bu soruyu cevaplamaktan daha kolay geldi. Başladığım günden bu güne kendime tanımını hiç sormamıştım. Beni mutlu eden eğlenceli bir oyun diyebiliriz.
*Nasıl ironman olunur? Yani özetle nasıl bir antrenman programın var?
Göksu: Ironman olmak için çok fazla özveri ve disiplin gerekiyor. Antrenman programım haftada 11 kere antrenman yapmayı gerektiriyor. Sadece Cuma günleri tek antrenman, hafta içi diğer günler hem sabah hem akşam antrenman yapıyorum. Hafta sonları ise uzun antrenmanlar dediğimiz ortalama 2 saatten 7 saate kadar süren antrenman programları ve tüm yıl boyunca bu düzene bağlı kaldığım bir çalışmadan bahsediyoruz.
Sedef: Sabah 5.00’da kalk, ilk antrenmanını yap, 8.00-17.30 arası ofiste çalış, 19.00’ da ikinci antrenmana başla; tabii mesaiye kalmadıysan! Bunun dışında kalan vakitte yemek ye ve uyu!
2014 Ironman maratonum bu şekildeydi. Hedef yarışıma hazırlanırken haftada 10 antrenman yapıyorum, saat olarak da yarışa yakınlığına göre 20 saatlerin üzerine çıkıyor. Yarışa son 3 ay kala özellikle hafta sonları tüm günüm antrenman yapmakla geçiyor. (7 Saat Bisiklet antrenmanı sonrası 30dk Koşu) onun dışında da yemek yiyorum.
*Peki büyük bir soru işareti ile Neden..?
Göksu: ‘Challenge’ dediğimiz yani meydan okuma her zaman hoşuma gitti. Limitleri zorlamak, neler yapabileceğimi görmek benim için her zaman önemli oldu. Başladığım hiçbir işi yarıda bırakmadım veya başarısız olmadım. İsin içine daha önce çok da iyi olmadığım kriterler girince “Limitleri nasıl zorlar ve başarılı olurum” u görmek istedim. Aynı zamanda kurumsal hayatın göbeğinden geliyorum. Bu iki zorlu işi yürütmek ve eğer yapabilirsem başarıyı tadıp Türkiye’de bu işi yapan ilk 10 kadından biri olmak istedim.
Tabii Ironmanin mottosu da bu tanımlarıma çok uydu. Söylemeden geçemeyeceğim: Anything is possible!!!
Sedef: Beni mutlu ediyor başka bir nedeni yok! Boğaziçi Üniversite’sinde öğrenciyken bir gün bir satış seminerine katıldim, konuşmacılar arasında Türkiye’nin ilk Ironman’lerinden Server Tanfer de vardı. “Sizin yaşınızdayken biz bebek havuzda triatlon düzenlerdik, en büyük hobilerimden biri Ironman yarışlarına katılmak” dedi. Hemen Google’dan araştırdım, Ironman nedir diye ve sonrasında 2012 Şubat ayında Koç Vakfı’ndan aldığım bursu biriktirip ilk bisikletimi aldım ve Temmuz ayında 70.3 Antwerp Ironman finish çizgisinden 18-24 yaş bayanlar ikincisi olarak geçtim. Mutluluktan havalara uçuyordum.
*Hangi yarışlara katıldın şu ana kadar?
Göksu: Türkiye’de yapılan triatlon yarışlarına antrenman olması adına sürekli katılıyorum. Buna Cumhuriyet Kupası Half Ironman yarışı da dahil. Bunun dışında yurt dışında ilk yarışım olan Madrid Sprint Triathlon, 4 kere Abudhabi International Triatlon, Norveç Half Ironman, Luxembourg Half Ironman ve 2014 yılında ilk olan Kalmar Full Ironman yarışına katıldım.
Sedef: 2012 yılında başlayan Ironman maceramda antrenman yarışı olarak birçok yüzme, koşu, triatlon yarışına katıldım. Şu ana kadar 6 tane Half Ironman, 2 tane de Ironman yani full yarışa katıldım. En anlamlı 3 yarışımı söyleyecek olursam ilki; 2012 de yaş grubu ikincisi olduğum Antwerp 70.3. Yarışa ilk kayıt olduğumda Ironman bugünkü kadar popüler değildi. Katılacağımı duyanlar bu kadar az tecrübeyle bitiremeyeceğim konusunda birçok yorum yapmıştı. Ben ise ‘finish’ çizgisini 3 branşda kendi tahminlediğim sürelerde bitirdim. Yarıştaki hedefim bir an önce yarışı bitirip 1.5 aylık Avrupa turuma başlamaktı ama biraz hızlı koşmuşum, sonunda ikinci oldum. Birinci olan alman arkadaşım şu anda pro atlet kategorisinde. Tabii ki unutulamayacak bir zafer ve mutluluk ile interrail maceramızı gittiğimiz her ülkede koşarak tamamladık. İkinci sıradaki yarişim bu sene 27 Temmuz’da Zürih’de katıldığım tam mesafe ilk Ironman yarışım. Bu yarış benim icin inanılmaz anlamlar taşıyor. Bir yıl boyunca bu yarışa hazırlandım ve tüm hayatımı değiştirdim. Çok iyi hazırlanarak, çok büyük hayal ve hedefler ile yarışa başladım fakat planlarımın aksine benim için acı dolu bir yarış oldu. Hava yağmurlu ve soğuktu. Kışın soğuk havalarda antrenman yapmış olmama rağmen son antrenman dönemlerim Türkiye’nin yaz sıcakları dönemine denk gelmişti ve sıcak hava koşullarına alışkındım. 11 Saat civarında yarışı bitirmeyi planlarken, yarış esnasında koşarken pardon yürürken ve karın ağrısından oturup kıvranırken ‘cutoff’ olan 17 saatten önce finish çizgisinden nasıl geçebileceğimi düşünürken buldum kendimi. Yüzmeden sonra değişim sırasında iki dakika daha hızlı olmaya çalışmak bana yarışı 2 saat daha geç bitirmeme mal oldu. Hem de acı ve ağrı dolu. Bisiklet etabı sırasında yağmur, soğuk hava, rüzgar ve yanlış beslenme birleşince kendimi bir anda koşamaz halde buldum. Koşunun yaklaşık 20km’sini ağlayarak acılar içinde yürüyerek tamamladım. Hatta hakemler sağlık çadırına girmemi söylediler fakat girmedim. Çünkü yarıştan önce Burcu ile bu olasılığı da düşünmüştük ve biliyordum ki o çadıra girersem tekrar yarışa dönemezdim. 30. Km’de oturdum masaj yaptım karnıma, kusmaya çalıştım, midemi rahatlattım ve kendime söz verdim şimdi kalkacaksın ve ne kadar hızlı olduğu önemli değil sadece koşacaksın dedim. Biraz rahatlayan karın ile 12 km’yi 1 saatte koşarak finish çizgisinden geçtim. 12 saat 56 dakikada bitirmiştim. Bu süre sabahın erken saatlerinde kalktığım, verdiğim fedakarlığın karşılığı değildi. Bu yarış ile en genç Türk Ironman olduğum icin mutluydum ama ben en hızlılardan biri de olmak istiyordum. O gece 2 ay sonraki Barcelona Ironman yarışı için kayıt yaptım. İlk sıradaki yarışım ise en hızlı derecemi yaptığım Barcelona Ironman’i. 10 saat 58 dakikada bitirdim ve 2014 hedefime ulaştım. Simdi kara kara düşünüyorum bu derecemi nasıl geliştireceğim diye.
*Yeni dönemde yeni yarış planları?
Göksu: Bu sene Haziran’da Avusturya’daki Full Ironman yarışına kayıt oldum. Hedefe yavaş yavaş ilerlemekteyim
Sedef: Ağustos ayında hedef Ironman yarışımı koşacağım. Antrenmanlarıma başladım. O yarıştan sonra ekim ayında 1 tane daha full yapmayı planlıyorum. Bunun dışında antrenman yarışları olarak koşmayı planladığım yarışlar da olacak tabii.
*Sana eşlik edecek ekip arkadaşların var mı? Evet ise nasıl bir etkisi oluyor?
Göksu: Geçtiğimiz sene yarışa 2 kız arkadaşımla çalışarak hazırlandım. Bu belki de yaptığımız en iyi hareketti. Çünkü sürekli yakın takipte tuttuk birbirimizi. Antrenman atlamaya izin vermedik. Motivasyonu hep yukarıda tutmaya çalıştık. Bu sene de bu iki kişiden yine birisi ve erkek arkadaşımla beraber aynı yarışa gidiyoruz. Yine beraber antrenman yaptığımız 2 erkek arkadaşımız daha var.
Bazı insanlar tek antrenman yapmayı tercih ediyor çünkü Ironman yarışında yalnızsınız. Ama sene boyunca antrenmanların sürdürülebilir olması için eğlenceli de olması gerekiyor. Bu yüzden antrenman yaptığınız kişiler ile anlaşabiliyor ve ayrıca sosyalleşebiliyor olmak çok önemli. Özellikle işe yetişmek için bizler gibi 5 de kalkıp antrenman yapıyorsanız, erken kalkma ödülü olarak antrenman sonuna kahvaltı koymak bu işi daha eğlenceli hale getiriyor. Bunları yapabilmek için de antrenman arkadaşlarına ihtiyacınız var.
Sedef: Onlar olmasa ben o finish çizgisinden geçemem. Çok yoğun bir iş hayatım var. Bu yoğunlukta motivasyon iniş çıkışlarım çok fazla oluyor, bu noktada çok sevdiğim arkadaşlarım devreye giriyor. Onlar benim kahramanlarım: Burcu Aslanaği, Oğuz Ömür, Berry Nae, Didem Aksoy, Fatih Altan, Melih Daltaban, Ertuğrul Kol, Team Kemer ve Team Istrunbul iyi ki varsınız.
Burcu hazırlık sürecinde beni hiç yalnız bırakmayan antrenörüm, ablam, annem, örnek aldığım bir gün onunla birlikte konada yarışma hayali kurduğum antrenman arkadaşım curcum.
Oğuz abi ironmandeki tüm bilgi ve tecrübesini hiçbir zaman esirgemeyen Türkiye’nin ilk Ironman’lerinden. Burcumla birlikte bana sürpriz yaparak ilk tt bisikletimi hediye ederek çok iyi yarışlar koşmamı sağladılar.
Berry Nae sabah antrenmanlarımın kahramanı.
Didem her şeye pozitif bakmamı sağlayan didom, riva antrenman arkadaşım.
Melih Boğaziçi’nde 2 kişilik bir triatlon takımıydık onunla, şimdi ara verse de mental olarak hep beni destekledi. İlk kilitli pedalla bisiklete binmeyi öğreten kişi kendisi aynı zamanda.
Ertuğrul abi Barcelona’daki 180 km deki 32 ortalamamı kolayca yapmamı sağlayan kişi.
*Ironman olunca hayat değişiyor mu?
Göksu: Değişti hem de çok. Ben bunu bir kere yapar bırakırım diyordum. Öyle olmuyormuş. Kazandığım gücü kaybetmek istemediğim için antrenmanları hiç bırakmak istemedim. Yeni yarışlar seçmek için sürekli arayışa girdim. Yarıştan önce hep seneye dinleneceğim diyordum ama öyle olmadı. Hala sürekli antrenman yapmaya calışıyorum ve yapmayınca suçluluk hissediyorum. Bu işi yapan insanlardan oluşan bir arkadaş grubum oluştu. Diğer arkadaşlarıma ayırdığım vakit daraldı, bunu hiç isteyerek yapmış olmasam da.
Tüm bunların yanı sıra insan üstü bir şey yaptığımı düşünüp sürekli mutluluk hissediyorum ve iş hayatımda karşıma zor bir şey geldiğinde hep kendime bunu da başarabilirsin diyorum, öyle de oluyor.
Sedef: Bir değişiklik olmuyor. Daha çok antrenman yapıp kendini daha çok geliştirmek istiyorsun. Adeta bir virus. Sadece beni toplantıda topuklu ayakkabı, iş kıyafeti ve makyaj ile gören tedarikçilerim yaptığım mesafeleri duyunca şaşırıp hayret ile bakıyorlar, bir de iş yerinde kendim ile aynı boyutta maketim var dünya şirketler arası koşu yarışmasında 2. olunca genel müdürümüz sürpriz olarak yaptırdı.
*bir ironman gözüyle diğer insanlar…………..
Göksu: Ironman olarak değil ama spor yapmayan insanlar bana çok farklı gelmeye başladı. İnsanlar bedenlerini nasil fit olma fikrinden uzak tutabilir diye çok sorguluyorum. Etrafımdaki herkesi spora teşvik etmeye calışıyorum. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunuyor gerçekten. Kurumsal hayatın stresinden iş sonrası 1 saat bile olsa sıyrılınca her şey bambaşka oluyor. O nedenle herkesi zamanım yok fikrinden uzaklaştırıp spor yapmak için teşvik etmeye çalışıyorum.
Sedef: Öyle bir kıyaslama yapmıyorum. Herkes seçtiği hayatı yaşar. Ben ironman yaparak bir yandan kendimi mental olarak eğitirken bir yandan da hayattan zevk alıyorum.
*Ironman olmak bir hastalık mı yoksa bağımlılık mı?
Göksu: Ben bağımlılık olduğunu düşünüyorum. En azından bende öyle oldu. Hep bu son diyip bir sonrakine yazılacağımı artık biliyorum. Bu kadar acı çekip üzerine para verip bu işi yapmanın nasıl bir bağımlılık olduğunu bilmiyorum ama bana büyük bir haz verdiği kesin.
Sedef: İyi huylu kanser, öldürmüyor ama süründürüyor özellikle antrenman döneminde. Yarışta da doğru stratejiyi uygularsan da diğer sezona kadar kurtulmuş oluyorsun.
Ironman Yolculuğuna Başlama Rehberi:
- Öncelikle böyle bir deneyimi gerçekten yaşamak istiyor musunuz ve kendinizi hazır hissediyor musunuz birkaç kez sorgulayın. Sonrasında yarıda bırakıyor olmak sizi daha kötü hissettirecektir.
- İhtiyaçlar listenizi ve maliyetlerini çıkarın. Bu deneyimi yaşayacak iseniz almanız gereken birçok malzeme ve aksesuar olacak.
- Bisiklet almak için bir süre araştırma yapın. Etrafınızdakilere sorun. Ucuz diye ilk gördüğünüz bisikleti almaya kalkmayın. Mümkün olursa ikinci el bir yarış bisikleti ile başlamak daha mantıklı olacaktır.
- Kendinize beraber çalışacağınız, antrenman programlarınızı yazacak ve size branşlar ile ilgili yön gösterecek bir ‘coach’ bulun. Uyumlu ve keyifli çalışacağınız birinin olması önemli.
- Mümkün olduğunca çok okuyun. Bu işi bilenlere sürekli sorular sorun, deneyimlerini paylaşmalarını isteyin. İnanın hiç sıkılmadan keyifle anlatacaklardır.
- Çevrenizdekilere ‘Ironman yarışına katılıp döneceğim. Bu süre içerisinde bana pek bulaşmayın!’ diye not bırakın.
- Ailenizin, eşinizin, sevgilinizin, arkadaşlarınızın desteğini almaya çalışın. Gerekiyorsa onları da bu deneyime sürükleyin.
- Sabahları erken kalkmaya ve çift antrenman yapmaya hazır olun.
- Verilen antrenman programınıza mümkün olduğunca sadık kalmaya çalışın.
- Farklı branşlarda birbirinizi çekebileceğiniz arkadaşlar edinin, onlarla antrenman yapmaya çalışın.
- Grup antrenmanlarına mutlaka katılın, nerede olduğunuzu görün.
- Ironman ruhunu daha iyi anlamak ve motivasyonunuzu artırmak için Ironman kamplarına kayıt olun.
- Hedef yarışınız için öncesinde mutlaka antrenman niteliğinde ülke içi ve dışında yapılan kısa ve orta mesafe triatlon, koşu vb. yarışlara katılın. Planlarınızı koçunuzla birlikte yapın.
Uzmanlarımızın maratonlar için hazırladıkları yazılara buradan ulaşabilirsiniz.
SAĞLIKLI KALMAK İÇİN ARAMIZA KATILIN